29 Ekim 2013 Salı

İki Güzel : Bursam ve Annem

Annemcim Bursam'da :))

Pazar geldiler, dün çok güzel bi gün geçirdik beraber
Nasıl iyi geldi :)

Beraber gezdik, alış veriş yaptık, konuştuk...
Babamcım da bizimleydi, ama paylaşım annemcimle daha fazla tabi :)
Dolu dolu bir günden fazla geçirmiş olduk.
Bu arada Sümeyye hocacım da saolsunlar bizi çoook güzel ağırladılar
Mahcuplardayım :/


Hamdolsun insanın yanında sevdiklerinin olması çok güzel.
Sevdiklerinin bir kısmının yakın, bir kısmının uzak olması çok düşündürücü.
Yanındakilerinin insanı sevmesi çok muhteşem.
Özlenmek çok görkemli.
Özlemek çok... 

Çay içelim...müzik dinleyelim...kitap okuyalım...
Bi de bitanecik kuzularım...
seviyorummm <3

26 Ekim 2013 Cumartesi

Şükür

İyi ki Rabbim istediklerimizi hemen vermiyor,
Hamdolsun.
Geri dönüşü olmayan isteklerimiz,
Haddimizi aşmalarımız oluyor çünkü yazık ki zaman zaman
En yakınımızda olan, bizi bilen Merhametler Merhametlisine güven,tevekkül aslında gereken. 

Muhtaç olduğumuz dua avuç içlerimizde saklı :)


25 Ekim 2013 Cuma

Mai

"Yazmasam çıldıracaktım" der Sait Faik...

G/S özünü  seveyim...
Harflerin varlığının delice tutkunu olmak,
Her bir derde devayı harflerle iletmek...
Bazen klavyeye sarılıyor insan,
Bazense dilinin döndüğünce secdede anlatıyor...

Harflerin anlamını yitirdiği ilmime açık tek yer göz.
Hiçbir harfe, şekle ihtiyacı olmaz gözün anlatırken,
Dolar dolar anlatır,
Ki en anlamlıdır.

Ben sadece: mai ve açık siyah yazacağım çıldırmamak adına... Mai...









Bu da kendi objektifimden...



10 Ekim 2013 Perşembe

Kendime Hasret :)

Bazen size de olmaz mı "anlamsızlık"...
Halbuki, bence azıcık "kulluk" varsa insanın ruhunda, anlamsız olmaz ama....

Yine Kabıt ve Basıt benim Rabbim... Genişlettiği de oluyor, daralttığı da...
Hep aynı olsak genişlemeyi bilmeyiz hem dimi ?
Ondan daralmak iyi, deee uzun sürmeyeni makbul.
Bu durumun tamamen hormanel olduğunu düşünüp serotenin yükseltmek için muz yediğim de doğrudur ayrıca :)

"Anlamsızlık" dediysem kendini anlamlandıramamak...
Alakasız bir mutsuzluk, alakasız bir ağlamaklı hal...
Ama birazdan geçmesi...
Hani etrafınızdaki insanlar sizi mutlu etmeye çalışırken birazdan normale döndüğünüzü sanıyorlar...
Sanıyorlar diyorum zira geçici bir hal...
Sonbahar gibi..Güneş bir doğuyor bir batıyor yüzümde...
Sürekli serotenin yükseltme çabası içimde...
"Hadi çikolata yiyelim"
"Hadi şu sevdiğim giyecekleri giyeyim"
"Hadi marketten şunu alayım" ve bu türden cümleler :)

Ama yine de mutsuzluk değil bunun adı...
Huzursuzluk hiç değil şükürler olsun.
Sadece zaman zaman biraz daha daralıyor insan,
Zira yaşam hızlı...Ve yakalayamıyorum bazen. 
"Kendime hasret" lik desem yeri heralde...
Epeydir kendimi kenara çekip şöyleeeee beraber kalmadık
Kaldığımızda da ya çok uykuluydum, ya kendimle konuşamayacak kadar yorgun
Hep "bensizlikten" bunlar...
Gideyim de biraz iyi bakayım ona bari :)

6 Ekim 2013 Pazar

Mutfakla Huzurun Bi Bağı Olmalı

Sopsoğuk günler devam ediyor... Haber vereydi azcık sonbahar hazırlık yapardık biz de kışa... Olsun, pat diye çıkar zaten kazaklar, değil mi ? Başıma yıkılan bir dolabım vardı bugün, yazlıklarla kışlıkların kardeşliği :)
Şunu da giyeyim, bunu da...hatta bunu bile.... lahanamsı :)

Bu sene turşu yaptım, iyi bir ev hanımı gibi. Bir de buzluğa bişeler attık, yaza hasret kalmayalım diye. Veee bugün de kahvaltılık sos hazır :)) İyiymiş ya, epeyce eğlenceli. Zaten mutfaksever biri olaraktan ben, musmutlu oldum yaparken bunları.

İnsanlar çeşitli, yemekler gibi...Alınanlar, kıranlar,kırılanlar, kırılması gerekip de kırılmayanlar, hayatımıza zorla girmeye çalışanlar, çıkarmaya çalıştıklarımız, sevdiklerimiz, özlediklerimiz, burnumuzda tütenler, neşelendirenler... Tatlılar, ekşiler, mis kokulular....İşte bunlara farklı bir açıyla yaklaştığım yer mutfak. "Amaaaan olsun, kırarsa kırsın, mis gibi oldu yemek mis"... bide ağlama isteği ile dolunca boool soğanlı bir yemek planlayıp, doğra doğra ağla..muhteşem. Yakalanınca da "ağlamıyorum soğan kaçtı gözüme" diye çamura yatmaca :) Ha bide çay ve kurabiye ikilisi var, mis kurabiye ağzında dağlırken çayı iç, yorgunluğun gitsin, uzaya uçuş yap mutluluktan :)

Bugünlerin sözü: Sevmek derttir ama sevememek daha büyük tasa. Hadi bakalım buyrun... Bol mutfaklı günleeer :)


Domatesli turşumuz olurken :)




Turşumuz olduuuu :)





Kahvaltılık sos :)



4 Ekim 2013 Cuma

Abartılı Bir Yazı

Ne enteresan günler yaşamaktayız. İnsanların arkasından ne ilginç kişilikler çıkıyor. Sonra biri çıkıyor yaşadığın eski olayda kendi kendini sorgulamanı sağlıyor, haklıydım, değildim, haklıydım, değildim....

Neyse... İnsan işte, rengarenk bence...Siyahı da var pembesi de. Nasıl razıysak pembeye, maviye öylece katlanmaya çalışmalı siyahlara da. katlanılmıyor kabul lakin görmezden gelip de hayata devam etmek. Onlarla hayatı karartacağıma onlar benle pembe olsun (abarttım kabul) :))



O değil de mesele ben gene nezleyim. Ve bunun Selpak'ın bir oyunu olduğuna inanmıyor değilim, ha bide Doğadan var. Hoşgeldin ekinezya, ıhlamur, kuşburnu, zencefil, karanfil, bal, şal, peçete, yün yorgan, propolis ilaç kutusu... Hoşgeldin "kar yağdı mı yağıyor mu" lu günler. Hoşgeldin "home sweet home" günleri :) Yaza ne kadar meftun olsam da bir Akdenizli olarak, kışı da sevdiğimi ilk defa burada ilan ediyorum :)) Kar seviyorum ben bi kere, evimi seviyorum, kazaklarımı, hırkamı... Hele yün yorganım... Ooo en iyi arkadaş o 
bana...Abarttım mı ? 

Buarada Arapça kursum başladı, yuppiiii :))