24 Kasım 2012 Cumartesi

Ne Mutlu "Mustafa Kutlu" ile Tanışanlara

okuduğum kitaplardan da arada bir bahsedebilirm heralde...
bahsetmeliyim bundan
çünküüüü...
o birrr:
Mustafa Kutlu
nasıl da güzel yazar
hiç düşünmeden ellerim gidiverir ne zaman bi dosta ihtiyaç duysam
içimizden bir hikayeyle buluşturuverir bizi
içimizden yaşanmış,yaşanacak öyküler
içimizden bi dille yazılır hep onunla...
severim O'nu hep :)
bu sefer ki kısa kısa hikayelerden oluşan "Hayat Güzeldir" di...
ve yine kısa kısa canlara dokunmuştu kalemiyle işte 
ve ben okurken oraya gidiveriyordum
ama yine de itiraf etmeliyim ki çok daha fazla beğendiklerim vardı :)

O'nu ilk "Uzun Hikaye" ile tanımıştım...
ve filmini izlediğimde bu yıl(ki kesinlikle çok başarılı buldum diyebilirim filmi)
tekrar okumalıyım diye geçirdim içimden...
evet tekrar tekrar okmaya değer Mustafa Kutlu'yu
tabi kendinizi uzak bir köyde,kenar bi mahallede
sıradanmış gibi görünüp de fırtınaların,olayların içinde bi hayat süren kahramanın yerine koymak isterseniz ...


22 Kasım 2012 Perşembe

Geçen Zamanda...

insan hani çok okuyunca yazar derler ya...
ben okuyamadığımdan yazamıyorum da..

hissettiklerim bikaç cümle halinde twitter da yitip gidiyor
çerez halinde yazılarım...
hoş kayda değer bişiy de yazabiliyor değilim ama 
yine de kalemle dostluğum hiç bitmediki benim
hep bi dostluğum vardı
ve inşAllah hep var olacak

görüşmeyeli... 
bir babanın yokluğunu yaşadım arkadaşımda
bir baba nasıl eksik olurdu bi hayattan
ve nasıl kayar giderdi
hatıralar da gider mi öylece acaba ?
baba bu..
direk..sıcak kocaman bi el... omzuna yaslanılacak adam işte basbaya...
ve kayıp gidiyor tuttuğun el...
ve sıcaklık kayboluyor usulca...
Rabbim kaldırma kolaylığı versin bu yokluğu
ve sevdiklerimizi bizden önce almasın 
ellerimizi buz gibi bırakmasın

yine görüşmeyeli 
acılarımızın bazen nasıl da gidiverdiğini gördüm
anlık bişiyler oluveriyor...
bazen içimizi yakıp kavuranların 
Rabbimin istemesiyle bir silgiyle silinmesiyle siliniverdiğini gördüm
nasıl da güzeldir bu
(ki bunu ilk defa yaşıyor değilim belirtmeliyimki)
ve üstünde durdukça yaralarımızın kanadığını gördüm
"bırak dağınık kalsın" zaman zaman işe çook yarayan bişiydir
tekrar hayatımızda görmüş olduk


ve yine bir yolculuğun nasıl da insanı kendine getirdiğine şahit oldum
yolllar bizi "gideceğimiz yere" mi yoksa "kendimize" mi götürür ??
haydi bakalım çöz bunu :))



6 Kasım 2012 Salı

Yollar ve Çocuklar

bir İstanbul hikayesini tamamlamış bulunuyorum :)
Sevgili evimin sevgi pıtırcığı Özlemciğimle yollara düştük bir pazar gecesi
Gözlerimden uyku,bedenimden yorgunluk akıyordu
Ama İstanbul'du bu...
Anneye varmak en güzeliydi hayatta :)


Yol insana tuhaf bi düşünme zamanı veriyor adeta
Fark ettim de yolda konuşmayı sevmiyorum
Sadece kendi içime gömülüp düşünmekten yana kullanıyorum zamanı
Ve bu zaman giderse geri gelmeyecekmiş gibi düşünüyorum
Zaman zaman zaman...
Ve yol...
İnsanın kendini bulmasını sağlıyor


Neyseee,feribot tabi ki İstanbul-Bursa yolculuğunun en güzel yanı
İnsanın o denizin kokusunu ve rüzgarı yüzünde hissede hissede yol alması hoş..çok hoş..

Veee ev..
Tabi ki kuzucuklarıma kavuşmak..
Vee terli boyunlarından mis gibi bir öpücük koparıvermek onlar uyurken 
Sabah onların sesleriyle uyanıvermek
Yatakta boğuşmak,oyuna doymak :)

Annemle uzuun uzuun muhabbet etmeyi nasıl da özlemişim
Çay,kahve eşliğinde muhabbete doymak
Ve beraber mutfakta yemek yapmalarımız
Ve kuzuların okuldan gelmesi
Ve çizgi film eşliğinde akşam yemeği 
Akşam gemileri izlerken yılın ilk kabak tatlısına doymak..

İnsanın ailesi hep yanında olmalı
Elini hep tutmalı bedenen uzakta da olsalar :))

Sabah tekrar yola düştük
Her dönüşümde dediğim gibi İstanbul iyi hoş da ahhh yaşaması pek zor
Trafik,değişik insanlar,vurdumduymazlık...
Ama gene de İstanbul orası 
Kötüsü olmaz :)


Haa buarada akşamı ne kadar zor ettiğimi ben bilirim bi, bi de gözlerim
Uykusuzluktan kendinden geçtiler artık :)
Ama hayat yolculukla güzel
Hayat ailenle güzel
Hayat dostlarınla güzel
Yorgunluk bile olsa :))


2 Kasım 2012 Cuma

O

Rabbimin her işinde bi hikmet var muhakkak.. zaman zaman canımız acısa da var yani... ve O'nun her işimizde eli olduğunu bilmek çok güzel. duamızı ettikten sonra olana razı olmak insana  müthiş bir ferahlama vermekte... elimde olamayan hiçbirşeye üzülmemem gerektiğini biliyorum zira ve bırakıyorum gidiyor.. ne demişler "tevekkeltü alallah" :)) 
 haaa bunun yanında Efendimizin bi sözü var, "göz yaşarır,kalp incinir" bu da bir gerçek yani :))
ama Rabbimin duaya uzanan ellerimizi tuttuğunu bilmek çok güzel...çok ferahlandırıcı...naneli sakız gibi :)
hayat bence "O" varsa güzel..
herşeyiyle güzel..
nolur bırakma ellerimizi
nolur...nolur.
.. 

iyi ki

dolup dolup yazmaya geliyor galiba insan :)
iyi ki yazmalar var..
iyi ki kalem kağıt var..

iyi ki klavye var..
duyguların belki de en iyi ifadesidir harfler
yaşadığımız her duyguya,aklımızdan geçen her fikre sanki bir fener tutuverir
iyi ki yazıp boşaltabiliyoruz içimizde dolan gözyaşlarını
iyi ki kaleme bir sevdamız var
iyi ki "oku" ile muhatap olmuşuz
iyi ki "oku" yu duymuşuz
iyi ki "O" var
iyi ki O'na yakınlık var
iyi ki yanmalar var
yakınlıktan yanmalar var
uzaklıktan yakınmalar var...
çığlık var iyi ki
iyi ki sevda var
iyi ki sevda var
iyi ki sevdan var
iyi ki iyi herşey
iyi ki herşey var :))