29 Aralık 2012 Cumartesi

İşte Çokonette :)

Çikolata bu... Hayatta yaratılan en güzel nimetlerden biri... En güzel hediyelerden biri.. 








En güzel gaza getirici ("ful yapana çikolata var")... En güzel abur cubur... En neşe verici lezzet... Kahvenin,çayın arkadaşı.. Kışın sıcağına sarılınan... Velhasılı o koskoca çikolata :) Namı yeter... Her türlüsü makbul,her türlüsü kabule şayan, her türlüsü sevdayı hak eden :)








Sütlü, sütsüz, fındıklı, fıstıklı, meyveli çikolata severseniz benim gibi işte buyrun çokonetteye :)

Sütlü,sütsüz,fındıklı,fıstıklı arzuya göre nasıl isterseniz çikolatayı benmari usulü eritiyoruz. ( benmari usulü; küçük bir tencerenin içine su koyup başka bir ısıya dayanıklı kabı oturtuyoruz. Ve kaynayan suyun ısısıyla çikolatayı eritiyoruz ) Çikolata miktarını nasıl ayarlayacağız di mi ? Göz kararı tabi ki :)) Ve eriyen çikolatamızın içine hazır satılan kutu kremalardan yine göz kararı koyuyoruz. Karıştırıyoruz,az akıcı bir kıvama gelince önceden dilimleyip kaseye koyduğumuz meyvelerin üstüne sıcak sıcak hemen döküyoruz. Hemen belirtmeliyim ki muz, çilek, kivi en yakışanlar :)) Üstüne envai süslemeyle süsleyebilirsiniz; fındık,fıstık, hindistan cevizi, muzlar .... Güzel keyfinize kalmış...İşte hepsi bu :) Afiyetler Olsun :)








Oooo bu arada en önemlisi sevdiğin biriyle yemek...Yaniiiiii :))



27 Aralık 2012 Perşembe

Erken Sabah

Günaydınlar :)




Sabahın keyfini hemencecik kayda geçmeli diye düşünüp,klavyemin başına geçiverdim. Erken kalkmalar kışın zor olsa da keyfine diyecek yoktur.Hele de uykunuzu alıp uyanmışsanız yataktan ooo ne kadar bereketli olduğunu günün insan görmüş oluyor. Tabi bunun için geç yatmamak çok önemli. Sabah namazıyla güne başlayıp ardından dualar ve Kuranı Kerimlerle ruhunuz ısındıysa,biraz da bedeninizi ısıtacak bişelere ihtiyaç vardır işte şimdi. Kahve,çay tercihimdir her zaman ama kışın sanırım bitki çayları daha sağlıklı oluyor. Yeni favorim; ıhlamur,karanfil,tarçın,zencefili kaynatıp ve bir parça limon dilimlemesi.. Hmm,hiç de fena değil... 




Güne böyle sakin başlamak gerçekten ruhuma çok iyi geldi son bir kaç gündür. Aslında bunu keyfini İstanbul'a gittiğim pazartesilerde yaşamıştım ilkin,"hava aydınlanmadan da hayat başlıyormuş meğer" demiştim.Uykum açılmadan dolabımın kapağını açıp,koşa koşa kapıdan çıkmaktansa insan bi kendine gelip,gün içi işlerini kafasında toparlayıp,manevi zırhını kuşanıp,en güzel cicilerini ütüleyip en güzel haliyle hayata hazır olmalıymış..

Şimdi bu kadar güzellemenin ardından hep erken yatıp kalkan biri olduğumu sanacaksınız.. "Gece 12 olmadan uyuyamam,sabah namazdan sonra yatmazsam olmaz (ki sünnete aykırı olduğuna da çok üzülerek)" diyen hep bendim,hep ben... 

Yo yo hayatı kaçırmamak adına sabahların da kıymeti iyi bilinmeliymiş..Ama yine de yazmak için en iyi vakit gece bence. İlham denen peri,melek,kuş (ne olduğuna karar veremedim:) ) geceleri geliyor... Bak gelip de mutluluğumu tarif ettirmedi işte bana sabah sabah :)) 






Vee söylüyorum içimdeki zıpırla; "sabah erkenden kalkarıııım,arabalardan sarkarııım :))" (bu yıllar önce radyoda dinlediğim sabah programlarından birinden kalma,erken sabahlara çok uygun )






19 Aralık 2012 Çarşamba

Güle Güleee

Merhabalar,
Bir İstanbul masalının ardından,
Bir güzel günün ardından...




Veee Göktürk-2 adlı uydumuz uzaya fırlatıldı dün.Tabi bi gurur vesilesi bizim için de.Lakin gitmeden haber verseydi,içine atıvereceklerim vardı,müsait biyerde iniverirlerdi :))

-Her şeyden şikayet edenler
-Kabalık yapmaya hakkı olduğunu sananlar
-Sen bişe anlatırken inatla kendi kafasındakini anlatmaya çalışanlar
-İnsanları sevmeyenler
-Çocuklara gülmeyenler
-Benciller
-Hep kendinden bahsedenler
-Aramayıp sormayıp "beni hiç aramıyorsun" diyenler
-Dedikoducular
-Telefonda "beni tanımadın mı?" diye şaşırıp kalanlar
-Sigara kullananlar
-Espri yapamayanlar
-Yapanları anlamayanlar
-Hem yapamayıp hem gülmeyip "hıııı çok komik "diye dalga geçenler
-Mola yerlerindeki wc lerde dünyanın parasını alıp sonra oraları temizletmeyenler
-Bayandan sürücü olmaz diyenler
-Gereksiz feministliklerde bulunanlar
-Severken boğanlar
 :))

Şimdilik bunlar...Hadi bi hayalleyelim onlarsız neşeli hayatı :))

16 Aralık 2012 Pazar

Geç Olmadan

Aaaa bu arada bi İstanbul gezisi yapmıştım...
Kuzucuklarımla beraberdik akşam ve ablamla abim... (seviyorum bu insanları yahu :) )
İnsanın ailesi başka bişe gerçekten (buradaki kastım yerinin başka olması..yoksa bence aile arkadaşın,arkadaş ailenin yerini hiç tutamaz:))
Her zaman yeğenlerime bişelerle gitmeye çalışırım,sevdikleri bişelerle.Bu kez ellerimle yapmanın makbuliyetine inanıp akşam waffle yaptım..Dikkat buyrunuz lütfen bu kez Özlemciğim değil ben yapabildim:))
Biraz acemiceydi kabul ama sanırım lezzetli olabilmişti :)






Asıl gidiş amacım,babası vefat eden arkadaşıma destek olmaktı...Gerçi bilemedim böyle bi durumda insan nasıl destek olabilir ? Ama yanında olmalı yine de..Hayatı paylaşmak adına yanında olmalı dostlarımızın..Ve O'nu ne kadar özlediğimi fark ettim,ve dostun ne kadar da güzel olduğunu (az önce demiştim aile başka arkadaş başka :)) Evet zor çok zor bi elin,kocaman baba ellerinin insanın elinden kayıvermesi ve geride gözü yaşlı bir sürü insanla baş başa kalmak,anılarla başa çıkmak..Zor ama iyi ki iman var,iyi ki Rabbimin ellerimizden tutuşu var... Ve dostumun tabiriyle "imanı olmayan bir insanın kaldırabileceği bir acı değil" Allah en hayırlı ölümü versin bize de sevdiklerimize de...










Geç olmadan;
Hayatı anlamlı yaşamalı imiş meğersem..
Arkadan hep hep hep hayırla anılmalı imiş...
İyi dostlar biriktirmeli imiş hayatta..
Ve sevdiklerimizi kaybetmeden,öbür aleme yolcu etmeden evvel bolca beraber vakit geçirmeli imiş...
Annemizi,babamızı,kardeşimizi ve dahası yeğenciklerimizi sıkı sıkı sarmalı imişiz...

Ve sonra üzüleceğimiz işler yapmayıp,sözler söylemekten çekinmeli imişiz...



Aman Dikkat,Dünyaya Geldik

Günlerdir bir şeyler yazmak için can atan bir ben vardı inanın...
Amma velakin umduğumuz gibi olmamakta hayat bazen...
Değişik hem de çok değişik sürprizleri vardı..

"Ve Rabbimin başkalarının yaşadıklarına bizi şahit tutmasında muhakkak bir hikmet vardır" diye baktım olaylara..Hayrolsun hepimize...

İnsan ilginç bir varlık...Dünya ilginç bir yer..."Ne oldum değil,ne olacağım" demeli ve Rabb ile bağlantı asla koparılmamalı (imiş)... Ne zaman O'ndan azcık uzaklaşsak yaralar sarıyor etrafımızı dünyada,dikenler batıyor her yanımıza...

Mehmet Gündem der ki; "ben iyi ile ilgili olursam benimle ilgili her şeyin iyi olacağına inanıyorum" işte bütün mesele bu hayatımızdaki sanırım :))


11 Aralık 2012 Salı

Peynirli Kek Yapalım Hadi

Eveeet yoğun istek üzerine (!) peynirli kek tarifi geliyor :) 

Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağından az eksik  yağ (ben burada ay çiçek,zeytinyağ ve erimiş tereyağ karışımı koyuyorum)
1 salata tabağının yarısından çok peynir (ne kadar çok çeşit peynir olursa o kadar lezzetli olmakta)
Maydanoz
Pul biber
Kabartma tozu
Tuz
Un
Çörekotu
Susam

Yapılış:

En başta peynirlerimizi karıştırıyoruz,rendelemek gerekenleri rendeliyoruz (kaşar,lor peyniri ve beyaz peynir koyuyorum ben genelde)
Maydanozları doğrayıp,pul biber ekliyoruz peynir karışımımıza
Başka bir kapta yumurtaları çırpıyoruz
Yoğurt ve yağı ilave ediyoruz
Çırpıyoruz iyice
Peynirli karışımımızı karıştırıyoruz
Elenmiş unu ekliyoruz
Kabartma tozunu ekliyoruz
Karışımımız normal kekten daha katı olmalı ama kaskatı değil
Annemin ifadesiyle "pat" diye düşmeli yağlı tepsiye :))
Elimizle yayıp üstüne bol çörekotu ve susam serpiyoruz ...
Afiyetler olsun :))

*Çok basit olduğunu ve herkesin yapabileceğini (özellikle de öğrencilerin) eklemek isterim :))
*Peynir miktarı size kalmış bir durum olmakla beraber bol olduğunda daha lezzetli olmakta..

7 Aralık 2012 Cuma

Lezzetler..Lezzetler

Güne peynirli kek yaparak başlamış bulunmaktayım...
Sabah kahvaltılarımız oluyor da,arkadaşlarla değişik bişey yiyelim isteğimden..Belki de insanların daha mutlu olmalarını sağlamak bunun adı...Ki sevdiğimdir hayatta,beni mutlu edenlerden biri...







Başka gün içinde umuma faydası olacağını düşündüğüm işler yaptım..Yok yok bunlar övünç kaynağım değildir hayatta ama;ama mutluluk kaynaklarımdan biridir diyebilirim :))

Buarada bu peynirli kek de beni hep çocukluğuma götürür..Annem çok sık yapardı çocukken,sanırım davul fırında pişmeye çok münasip olmasından ve gayet besleyici olmasından :)) Müthiş bi lezzetti benim için..Ki hala aynı keyfle yemekteyim..Çok da pratik üstelik..

Başka bi lezzeti de ondan önceki akşam ev arkadaşım,Özlemciğim, yapmıştı...Ki bence peynirli kek onun yanında çok kel kalır :))
Dışarıda dünya kadar para verip üstünde üç tane meyveyle yediğimiz waffle'ı evde yaptı veeee,sonuç mükemmeldi..(İşte insanları mutlu edecek bişey :))
Nasıl güzeldi anlatamam..Zaten waffle çok seven biri olarak evde bu kadar güzel yapılmasından çook mutlu oldum,ki bence çok daha profesyonelleşebiliriz bu konuda...Hatta profesyonelleşmeliyiz :)





Buarada her zaman evde yapılabilen yiyeceklerden yanayımdır,hijyen ve içinde konan maddeleri bilmek açısından...
Bu waffle olayı benim yemeyip yanında yatacağım cinsten oldu tam :))

Bir ara da ablamın yaptığı çokonetteyi deneyeceğiz nasipse...Malzemelerimiz hazır bile..İtiraf etmeliyim düşüncesi bile çok heyecanlı:)) 

Dipnot: Koyduğum fotoğrafta da üç meyve ile yapılmış bi waffle görebilirsiniz lakin sonradan daha çok muz koyduk..Ama koymamızla bitirmemiz bir olduğundan çok muzlu fotoğrafı yok wafflecığımızın :)) Yani hala iddaa ediyorum bizim evdeki waffle daha güzel :))

Dipnot 2 : Bu waffle'ın Türkçesi yok mu ? Hadi çokonetteyi ben  uydurdum da :))


Bunlar da hayallerim işte...ufff,hmmm :D






4 Aralık 2012 Salı

Mutlu Pazartesi

Bir pazartesi akşamından merhabalar :)





Herkesin pazartesi sendromu olur ya..Yok benim..Her günü severim ben..Her gün güzeldir bence,adının önemi yok :)
Evet tabi bunda pazartesileri tatil yapıyor olmamın etkisi olabilir..Ama ama "Pazar Günü Çalışanlar Klubü"ndenim ben...Pazarları herkesler uyurken hızla çıkarım evden,herkesler gazetelerini karıştırıp,çaylarını yudumlarken ben sınıflar arası gidiş gelişlerle ilgilenirim...Eee tabi haftanın son iş günü olması hasebiyle eve "oouvv tatil" diyerek dönerim...Pazartesileri ise herkes koşarken işine, okuluna ben yatağımda dönmekle meşgul olurum genelde.. (itiraflar,itiraflar.. :)) Tersten yaşıyoruz galiba biraz  :))

Bu pazartesiyi evde PTBKK ile geçirmiş bulunmanın sonsuz mutluluğu ve huzuru içindeyim..Evet açılımını yapalım elbet: pijama,terlik,bilgisayar,kafein,kitap :))



Bikere haftada bir sabah saat alarmıyla uyanmamak nasıl da güzeldir..Sonra uzun bi kahvaltı (ki burda beni en çok ilgilendiren çay içme süremin uzunluğudur) Sonra bilgisayar,tabi kitaplarım...Akşam evde özenle yapılmış sıcacık yemekler ve akşam kahvesi....Ooo daha ne ister insan..Sağlık var şükür,dost var,tatil var :))

Genelde pazartesileri dışarıda geçirdiğimi ve dışarda yağmur yağdığını göz önünde bulundurursak bu değişik ve güpgüzel pazartesi için ayrı bir şükür etmeliyim sanırım...Kedilerin mayışması gibi mayışıp kalmak da güzel evde...Hem de çok güzel bazen..Tavsiyemdir ve şükür vesilemdir bu pazartesi gecesi :))





24 Kasım 2012 Cumartesi

Ne Mutlu "Mustafa Kutlu" ile Tanışanlara

okuduğum kitaplardan da arada bir bahsedebilirm heralde...
bahsetmeliyim bundan
çünküüüü...
o birrr:
Mustafa Kutlu
nasıl da güzel yazar
hiç düşünmeden ellerim gidiverir ne zaman bi dosta ihtiyaç duysam
içimizden bir hikayeyle buluşturuverir bizi
içimizden yaşanmış,yaşanacak öyküler
içimizden bi dille yazılır hep onunla...
severim O'nu hep :)
bu sefer ki kısa kısa hikayelerden oluşan "Hayat Güzeldir" di...
ve yine kısa kısa canlara dokunmuştu kalemiyle işte 
ve ben okurken oraya gidiveriyordum
ama yine de itiraf etmeliyim ki çok daha fazla beğendiklerim vardı :)

O'nu ilk "Uzun Hikaye" ile tanımıştım...
ve filmini izlediğimde bu yıl(ki kesinlikle çok başarılı buldum diyebilirim filmi)
tekrar okumalıyım diye geçirdim içimden...
evet tekrar tekrar okmaya değer Mustafa Kutlu'yu
tabi kendinizi uzak bir köyde,kenar bi mahallede
sıradanmış gibi görünüp de fırtınaların,olayların içinde bi hayat süren kahramanın yerine koymak isterseniz ...


22 Kasım 2012 Perşembe

Geçen Zamanda...

insan hani çok okuyunca yazar derler ya...
ben okuyamadığımdan yazamıyorum da..

hissettiklerim bikaç cümle halinde twitter da yitip gidiyor
çerez halinde yazılarım...
hoş kayda değer bişiy de yazabiliyor değilim ama 
yine de kalemle dostluğum hiç bitmediki benim
hep bi dostluğum vardı
ve inşAllah hep var olacak

görüşmeyeli... 
bir babanın yokluğunu yaşadım arkadaşımda
bir baba nasıl eksik olurdu bi hayattan
ve nasıl kayar giderdi
hatıralar da gider mi öylece acaba ?
baba bu..
direk..sıcak kocaman bi el... omzuna yaslanılacak adam işte basbaya...
ve kayıp gidiyor tuttuğun el...
ve sıcaklık kayboluyor usulca...
Rabbim kaldırma kolaylığı versin bu yokluğu
ve sevdiklerimizi bizden önce almasın 
ellerimizi buz gibi bırakmasın

yine görüşmeyeli 
acılarımızın bazen nasıl da gidiverdiğini gördüm
anlık bişiyler oluveriyor...
bazen içimizi yakıp kavuranların 
Rabbimin istemesiyle bir silgiyle silinmesiyle siliniverdiğini gördüm
nasıl da güzeldir bu
(ki bunu ilk defa yaşıyor değilim belirtmeliyimki)
ve üstünde durdukça yaralarımızın kanadığını gördüm
"bırak dağınık kalsın" zaman zaman işe çook yarayan bişiydir
tekrar hayatımızda görmüş olduk


ve yine bir yolculuğun nasıl da insanı kendine getirdiğine şahit oldum
yolllar bizi "gideceğimiz yere" mi yoksa "kendimize" mi götürür ??
haydi bakalım çöz bunu :))



6 Kasım 2012 Salı

Yollar ve Çocuklar

bir İstanbul hikayesini tamamlamış bulunuyorum :)
Sevgili evimin sevgi pıtırcığı Özlemciğimle yollara düştük bir pazar gecesi
Gözlerimden uyku,bedenimden yorgunluk akıyordu
Ama İstanbul'du bu...
Anneye varmak en güzeliydi hayatta :)


Yol insana tuhaf bi düşünme zamanı veriyor adeta
Fark ettim de yolda konuşmayı sevmiyorum
Sadece kendi içime gömülüp düşünmekten yana kullanıyorum zamanı
Ve bu zaman giderse geri gelmeyecekmiş gibi düşünüyorum
Zaman zaman zaman...
Ve yol...
İnsanın kendini bulmasını sağlıyor


Neyseee,feribot tabi ki İstanbul-Bursa yolculuğunun en güzel yanı
İnsanın o denizin kokusunu ve rüzgarı yüzünde hissede hissede yol alması hoş..çok hoş..

Veee ev..
Tabi ki kuzucuklarıma kavuşmak..
Vee terli boyunlarından mis gibi bir öpücük koparıvermek onlar uyurken 
Sabah onların sesleriyle uyanıvermek
Yatakta boğuşmak,oyuna doymak :)

Annemle uzuun uzuun muhabbet etmeyi nasıl da özlemişim
Çay,kahve eşliğinde muhabbete doymak
Ve beraber mutfakta yemek yapmalarımız
Ve kuzuların okuldan gelmesi
Ve çizgi film eşliğinde akşam yemeği 
Akşam gemileri izlerken yılın ilk kabak tatlısına doymak..

İnsanın ailesi hep yanında olmalı
Elini hep tutmalı bedenen uzakta da olsalar :))

Sabah tekrar yola düştük
Her dönüşümde dediğim gibi İstanbul iyi hoş da ahhh yaşaması pek zor
Trafik,değişik insanlar,vurdumduymazlık...
Ama gene de İstanbul orası 
Kötüsü olmaz :)


Haa buarada akşamı ne kadar zor ettiğimi ben bilirim bi, bi de gözlerim
Uykusuzluktan kendinden geçtiler artık :)
Ama hayat yolculukla güzel
Hayat ailenle güzel
Hayat dostlarınla güzel
Yorgunluk bile olsa :))


2 Kasım 2012 Cuma

O

Rabbimin her işinde bi hikmet var muhakkak.. zaman zaman canımız acısa da var yani... ve O'nun her işimizde eli olduğunu bilmek çok güzel. duamızı ettikten sonra olana razı olmak insana  müthiş bir ferahlama vermekte... elimde olamayan hiçbirşeye üzülmemem gerektiğini biliyorum zira ve bırakıyorum gidiyor.. ne demişler "tevekkeltü alallah" :)) 
 haaa bunun yanında Efendimizin bi sözü var, "göz yaşarır,kalp incinir" bu da bir gerçek yani :))
ama Rabbimin duaya uzanan ellerimizi tuttuğunu bilmek çok güzel...çok ferahlandırıcı...naneli sakız gibi :)
hayat bence "O" varsa güzel..
herşeyiyle güzel..
nolur bırakma ellerimizi
nolur...nolur.
.. 

iyi ki

dolup dolup yazmaya geliyor galiba insan :)
iyi ki yazmalar var..
iyi ki kalem kağıt var..

iyi ki klavye var..
duyguların belki de en iyi ifadesidir harfler
yaşadığımız her duyguya,aklımızdan geçen her fikre sanki bir fener tutuverir
iyi ki yazıp boşaltabiliyoruz içimizde dolan gözyaşlarını
iyi ki kaleme bir sevdamız var
iyi ki "oku" ile muhatap olmuşuz
iyi ki "oku" yu duymuşuz
iyi ki "O" var
iyi ki O'na yakınlık var
iyi ki yanmalar var
yakınlıktan yanmalar var
uzaklıktan yakınmalar var...
çığlık var iyi ki
iyi ki sevda var
iyi ki sevda var
iyi ki sevdan var
iyi ki iyi herşey
iyi ki herşey var :))

10 Eylül 2012 Pazartesi

hastane güncesi

itiraf etmeliyim ki çok da zevk almadım uykudan uyanıp hastaneye gittiğime..ama sonra düşününce ne kadaaar da şanslı biri olduğumu anladım.. ömrümde hiç ciddi bi vakam olmadı hatırladığım (bisikletle uçtuğumu saymazsak :) ) ve yıllardır hastane kokusunu almadım içime.. ve orda can çekişenleri görünce ciddi bi kendime geldiö..o orda ve ben burdaydım..tam tersi de olabilirdi.. hamdolsun binlerce kere..

 kibar insanlara hayranım..iyiki varlar ve daim var olsunlar hayatımda lütfen..karşılaştığım insanların kibarlıklarıyla ayaktaydım bugün resmen..önce bi velim,sonra öbürü ve taksi dolmuşcu ve memurların gülen yüzü..hamd edecek başka bişiy de bunlardı sanırım hayatımda bugün :))
eve geldiğimde de müthiş bi börek kokusu vardı..misafir böreği yemek güzel bişiy emeği geçenlere teşekkürler  :))
bide insan neden ölen birinden bahsederken tanımayanın aklına hemen yaşlı biri gelirki? gençler ve çocuklar ölmez mi ?

23 Mayıs 2012 Çarşamba

bismillah yeniden


Bir gün tekrar insan karar verir yazmaya ve başına geçer..
sormak ayıp tabiî ki gecedir..
yo yo kesinlikle iddaalı değilim..
gayet sakince kendi çapımda eğleniyorum ve karalıyorum sadece
eskiden neden daha çok yazdığımın bir çok sebebi var elbet
ve elbet bir tanesi de efkar
pek de efkarlı bir tip değilim artık
bu efkarı içimden alana hamdlerim şükürlerim…
ne kadar sürer bu yazma olayım bilmiyorum ama isterim uzuuun uzuuun sürsün
zira hala kitap çıkarma hayallerim var
ve çok çok mutluluk veren bi hayal bu bana
belki de Rabbimin bana verdiği büyük bi lütuf
itiraf etmeliyim ki bazen yazdıklarımı okudukça kendi yazdığıma inanamıyorum
Belki bu kadar uzaklaşmamın sebeplerinden biri de her yerin yazan insanlarla dolu olması..
Ama ama benimki sadece kendi mutluluğum hiiiç açılmadı öylee uzaklara..
Belki hayatta bırakacağım en büyük izlerden biri ( ki ben daha önemlileri olduğuna inayorum inşAllah öyledir) yazmak,yazılar..
tabi kimse bakar da ilgilenir mi ölüp gittiğimde bunlarla bilmiyorum 
Ama yazarken mutluyum
Ve biraz yalnızlığa çok muhtacım
Ve okumaya bolca
Ve yazmaya bolca
Ve kendimi keşfe
Ve sevmeye,sevilmeye
Ve tabiî ki Senin Rabbim şefkatine
Çokça muhtacım…